İslamiyet'in kabulünden 16. yüzyıla kadar olan bu devre, geniş halk kitleleri açısından bir geçiş devresi olmuştur. Bu devrede, eski kültürün devamcısı olan ''ozan'', gerek Azerbaycan'da gerekse Anadolu'da aynı çizgiyi takip ederek yavaş yavaş yerini ''aşık''a bırakmıştır. Bu geçiş döneminde bu halk şairleri için, ''Ozan'', ''Dede'', ''Ağsakkal'', ''Varsag'', ''Yanşag'', ''Varsağı-gu'' gibi çeşitli adlar kullanılmış, ayrıca 13. yüzyıldan itibaren dini ve tasavvufi şairler yazan aydın şairler arasında tamamen farklı bir anlamda ''aşık'' kelimesi de kullanılmaya başlanmıştır.
Öcal Oğuz'a göre 16. yüzyıla gelinceye kadar aşık edebiyatının güçlü isimlerine tesadüf edemememizin asıl sebebi, bu edebiyatın vesikalarının yazıya geçirilememesinden ziyade, İslami kültür çevresindeki teşekkülünü tamamlamamış olmasında aranmalıdır. Kaldı ki 16.yüzyıl, aşık geleneğinin İslami kültür çevresinde teşekkülünü tamamladığı bir yüzyılda değildir; şehir çevresinde yetişen birkaç sima hariç tutulursa, bu yüzyılın aşıklarının yüü daha çok ''ozanlık geleneği''ne dönüktür. Ancak bu geçiş yüzyılından sonra aşıklar, kendilerine İslami kültür çevresinde sağlam bir yer bulabilmişlerdir.
Yüzyıllara göre En Önemli Temsilciler
16.yüzyıl
KÖROĞLU
- İsmi pek çok efsaneyle birleşir.
- Kökü Orta Asya’ya dayanan KÖROĞLU DESTANI‘ nın kahramanı KÖROĞLU ile şair KÖROĞLU her zaman karıştırılmıştır.
- Sade bir dil kullanmış, en güzel koçaklama(kahramanlık türünde yazılan şiirler)örneklerini vermiştir.
- Aşk ve doğa şiirleri de vardır.
BENDEN SELAM OLSUN BOLU BEYİ'NE
Benden selam olsun Bolu Beyi'ne
Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır
Ok gıcırtısından kalkan sesinden
Dağlar seda verip seslenmelidir
Düşman geldi bölük bölük dizildi
Alnımıza kara yazı yazıldı
Tüfenk icad oldu mertlik bozuldu
Eğri kılıç kında paslanmalıdır
Köroğlu düşer mi hele şanından
Çogunu ayırır er meydanından
Kırat köpüğünden düşman kanından
Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır
YÜRÜN ASLANLARIM SAVAŞ EDELİM
Yürün aslanlarım savaş edelim
Buna kavga derler bey ne paşa ne
Haykırıp haykırıp kelle keselim
Seyreyleyin eli ayağı şaşana
Yürü beyler cenge harbi çalınır
İyi kötü bu meydanda bilinir
Kılıç değer adam iki bölünür
Nusret bizim beyler neci paşa ne
Gürzün kösteğini kola takmalı
Arap atı sağa sola yıkmalı
Kargılar mızraklar birden kalkmalı
Fırsat vermen Arap atlar kaçana
Köroğlu der durun edek cengimiz
Bundan belli olsun yiğit hangimiz
Üç saat sürmeli burda hengimiz
Tarih yazın şu dağlara nişane
- Kimliğiyle ilgili iki ayrı tartışma var. Birincisi, 16 ve 17. yüzyılda yaşadı. Yeniçeri ocağından yetişen bir şair. 1578-1590 arasındaki Osmanlı-İran savaşlarına katıldı. Bir tür ordu şairidir. Diğeri ise Balkanlar'dan Orta Asya'ya kadar geniş bir alana yayılmış destansı ve türkülü halk öyküsündeki karaman Köroğlu. İkinci Köroğlu, Bolu Gerede çevresinde yaşadı. Asıl adı Ruşen. Devlete karşı ayaklandı. Sivas-Tokat yolu üzerindeki Çamlıbel'e yerleşip eşkıyalık yaptı. Ama adil bir eşkıya idi.
- Bir başka söylentiye göre de, Bolu Beyi'nin seyisi Yusuf'un oğlu Ruşen Ali asıl Köroğlu'dur. Bolu Beyi, babası Yusuf'un gözlerine mil çektirdi. Ruşen Ali, babasını sağaltmak için Aras Irmağı'na götürdü. Ama ilaç olacak köpükleri kendisi içip yiğitlik ve şairlik gücü kazandı. Çamlıbel'e yerleşip babasının intikamını almak üzere Bolu Beyi'ne savaş açtı.
Dönemin diğer sanatçıları:
- Kul Mehmet
- Aşık Garip
- Aşık Kerem
- Öksüz Dede
- Hayali
- Kul Çulha
- Pir Sultan Abdal
Bu Dönem Şiirinin Özellikleri:
- Bu yüzyılda ortaya konulan aşık edebiyatı ürünlerinde sade bir halk dilinin tercih edildiği görülür.
- İfade biçimi, halk türküleri ile Dede Korkut hikayelerindeki özellikleri yansıtır.
- Çoğunlukla hece ölçüsünün sekizlisi ile ortaya konulması, bu dönem şiirlerinin eski halk edebiyatı geleneğine tümüyle uygun olduğunu gösterir.
- Ancak yüzyılın ikinci yarısından başlayarak klasik edebiyatın ve tasavvufi halk edebiyatının etkisi kendini hissettirmeye başlar. Saz şairlerinin şiirlerinde Arapça ve Farsça kelime ve tamlamalar çoğalır.
- Klasik edebiyatın bazı nazım biçimleri, aşıklar tarafından taklit edilir. Yüksek kültür tabakalarından halk şairlerine doğru gelişen bu etki, takip eden yüzyılda daha da ileri boyutlara ulaşır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder